MEB'İN İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ TAM BİR FACİA

ÖĞ-DER (Şuurlu Öğretmenler Derneği) Genel Başkanı Hamdi Sürücü, aynı iktidara mensup her yeni bakan bir önceki bakanın uygulamalarını ortadan kaldıracak, izini silecek icraatlara kalkıştığına dikkat çekerek Milli Eğitimde insan kaynakları yönetimi tam bir facia olduğunu söyledi. Sürücü açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
14 Mayıs 2020 05:17

Şuurlu Öğretmenler Derneği olarak Balgat’ta bulunan genel merkemizde yıllarca eğitim sorunları ve çözüm yolları konusunda birçok tavsiyelerimiz, ulusal ve uluslar arası çalışmalarımız oldu. Küresel bir salgın haline alan ırkçı emperyalizmin her yerde oynadığı oyun ve bu oyunun istediği insan tipine karşın sadece nasları değil hayatın gerçeklerini de doğru okuyan bir insan karakterinin yetişmesi için çalıştık çalışmaya da devam ediyoruz Allahın izniyle.

Ülkemizde eğitim ise maalesef ya siyasete ya devlet ideolojisine ya da ve kişisel egolara sürekli kurban edilmektedir. Aslında bunun bir zihniyet sorunu olduğu ortadadır. Eğitimin sorunları ile eğitimcinin sorunları ayrı ayrı ele alındığında zaten gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenmiş olur ama yanlış ilikledik diye de gömleği giymekten vazgeçecek değiliz çünkü gömleksiz bu işin olmayacağı aşikârdır. Bırakın farklı iktidarların millî eğitim bakanlarını aynı iktidara mensup her yeni bakan bir önceki bakanın uygulamalarını ortadan kaldıracak, izini silecek icraatlara kalkışmaktadır. 

Bakanlık öğretmene ve idarecilere maraba muamelesi yapmamalı. 20 bin öğretmenin ataması kesinleşmiş ama lafa gelince mangalda kül bırakmayan, twitırda etkinlik yapmada ustalaşan bakanlığımız teknolojiyle kimin nerede kiminle görüştüğünün hangi sitelere bile girip çıktığının tespit edildiği bu çağda hala elektronik ortamda ya da bir mektupla bile işe başlatabileceği bu öğretmenlerine kötü bir hoş geldin diyerek onları aç ve susuz bekletmeyi çok normal görmektedir. Kararnamesi çıktığı halde başlatılmayan bu öğretmenler e devlet üzerinden tebliğ tebellüğ yaptırılarak görevlerine başlamalı maaşlarını almalıdır unutulmasın onlarda birer insan ve ihtiyaçları var. Bir diğer sıkıntıda okullara ara verilmesiyle ders ücretlerinin ödenmesi konusunda ücretli öğretmen ve usta öğreticilerin ücretlerinin ödeneceği denildiği halde burada da bir kısım eğitimciler unutuldu.  Problemli bir genelgeyle ücretli öğretmenlere ‘yazın ders olursa o zaman ücretsiz çalışacaksanız’ denilerek kerim devlet anlayışımıza uygun olmayan bir tavır gösterilmiştir.

2 Milyon öğretmenin maaşını ödeyen bu devlete sayıları 190 bin civarında olduğu söylenen ücretli ve usta öğreticilerin üstelik birde asgari ücretten daha düşük aldıkları maaşları mı dert oldu ki böylesine insafsızca bir maddeyle sevinçleri kursaklarında bırakılıyor. Dershane belasından veliler ve öğrencilerin kurtulması için devlet okullarında açılan DYK kursunda çalışan ücretli öğretmenlerde maalesef bu ücretlerini alamayacaklardır. Hafta içi ya da sonu DYK kurslarında derse giren ücretli öğretmenlerin ücretleri ödenmeli bu sorun mutlaka giderilmelidir. Usta öğreticilerde ise kapanan ama açılması planlanan modüller üzerinden eğitimlerini yapacaklarken bu modüllerin açılıp açılmayacağı bakanlıktan gelen bir yazıya bakmaktadır. Halk eğitim merkezlerindeki idareciler bakanlıktan gelecek yazıya göre modül açarak bakanlığın onaylamasını bekleyeceklerdir. Bakanlık bu konuda acilen adım atıp modüllerin açılması gerektiğini yazıyla bildirmelidir.

Bu ve bunun gibi konularla ilgili yeni bir genelge daha yayınlanarak bu sorunlar düzeltilmeli eğitimciler korona virüsüne kurban edilmemelidir.

Aslında tüm bunlara baktığımızda Milli Eğitimde İnsan kaynakları yönetimi tam bir facia olduğu ortadadır. Sözleşmeliden ücretli ve kadrolu öğretmen ayrımına kadar birçok yanlışın altında imzası olan insan kaynakları yönetimi yanlış kararlar almakta bu kararlar bizim gibi STK ve sendikaların baskısıyla düzeltilince zafer kazanmış gibi tekdir yerine teşekkür beklemektedir.  Problem üreten değil problem çözen bir yönetim anlayışı oluşturulmalıdır. Bakanlığımızın tutarsız politikaları sonucunda geldiğimiz şu noktada sosyal ve ekonomik sıkıntısının varlığı herkesçe bilinen bir gerçek olmasına rağmen, öğretmenlerimiz bırakın artık ekonomik açıdan kaybettiklerini kaybettiği itibarının iadesi için mücadele vermektedir.

Maalesef en son yanlışlıkta YKS sınav tarihinde yaşadık. LGS konusunda sınavın 20 Haziran’a ertelenmesi doğru ve güzel bir adımdı. Okulda eğitim alamayan yavrularımız belki bu uzayan sürede eksiklerini telafi edebilir inşallah ama aynı şeyi açıklanan YKS sınav tarihi için söylememiz zor. Temmuza erteleneceği belirtilen ve kamuoyununda bu yönde beklentiye girdiği bu günlerde YKS sınavlarının Haziranda yapılacağının söylenmesi bizce yanlış bir karar. Bu karar çocukların psikolojisini olumsuz etkiler. Gençler için sınava ne kadar çok mühlet verilirse hazırlanmaları o kadar iyi olurdu hatta bu konuda özel okullar bile telafi eğitimlerini yapmaları için yeterli zaman kalmadığını belirterek kararın yanlışlığını bizlere şikâyet ediyor. YKS sınav tarihindeki ileri geri vites devlet okulundaki öğrencileri bırakın büyük bir ciddiyetle uzaktan eğitimi sürdüren özel okul öğrencilerini bile çaresiz bırakmış durumda. Devlet okulları ise uzaktan eğitimi gerek velilerin ekonomik şartları gerekse EBA’nın alt yapısının yetersiz olması sebebiyle sağlıklı yapamamaktadır. EBA’ da canlı adı verilen dersleri işkence seansına çeviren bu uygulamayla ilgili öğretmen arkadaşlarımız ve velilerimizden de birçok şikâyet alıyoruz.

 İnsanların sağlık sorunlarıyla uğraştığı bu dönemde eğitim alanındaki sorunları inşallah sağlıklı bir şekilde atlatır okullarda öğrencilerimizle en kısa zamanda buluşuruz. Ramazan-ı şerifin ruhuna uygun sağlık ve sıhhat dolu günler dileriz.

Hamdi Sürücü

Genel Başkan

KAMU EXPRESS

İZDÜŞÜM MEDYA SAYFASINI
YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
Rıza
Deve misali neresi doğru ki diyesi geliyor insanın
izdusummedya.com